Mevzuat Anayasa
Kasten insan öldürme ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarının her ikisi de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmında düzenlenmiş olup, hem TCK m.81’de ve hem de TCK m.87/4’de düzenlenen hükümlerin tatbiki için de failin fiilinin bir sonucu olarak mağdurun ölmüş olması gerekmektedir. Daha önce “Evlilik Birliğinde Özel Hayata Saygı Hakkının Kapsamı ve Kişisel Alan” başlıklı yazımızda, eşler arasında özel hayatın ve muhaberat hürriyetinin gizliliğinin olup olmayacağını, bir eşin diğerinin özel görüşmelerine ve muhaberatına gizlice, tuzak kurarak veya bir plan dairesinde müdahale edip etmeyeceğine dair ayrıntılı bir yazı kaleme almıştık. Bu defa; ilk yazımızda yer verdiğimiz Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili ihlal kararı karşısında, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin ilk yazımıza konu kararları sonrasında verdiği iki yeni kararını değerlendirip görüşümüze yer vereceğiz. Bu yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası ve esas hakkındaki mütalaa verildikten sonra, yeniden esas hakkında mütalaa verilip verilemeyeceğine ilişkindir. Bu yazımızda; INTERPOL (International Criminal Police Organization) yapısı ve uluslararası konumu, INTERPOL bültenleri ile bu bültenlere karşı başvuru yolları, Interpol Dosya İnceleme Komisyonu’nca, bültenlere karşı yapılan başvurularda verilen emsal kararlar ve bahse konu bültenlerin Türkiye Cumhuriyeti bakımından bağlayıcılığı değerlendirilecektir. Anayasanın halkoylamasına ilişkin oy verme kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde hukuki veya fiilî herhangi bir mazereti olmaksızın halkoylamasına katılmayanlar, Anayasanın halkoylamasını takip eden beş yıl içinde yapılacak genel ve ara seçimleri ile mahalli seçimlere ve diğer halkoylamalarına katılamazlar, seçimlerde aday olamazlar.
Sunumda, Türkiye’de 2019 yılında 6 bin 612 sitede yasa dışı resmi web sitesinde oynatıldığı aktarıldı. Bu rakamın 2020’de 9 bin 24’e, geçen sene ise 25 bin 322’ye çıkarıldığı belirtildi. Vekillerin sorularını cevaplayan Millî Piyango Genel Müdür Vekili Bekir Yunus Açar, şans oyunlarının illegal versiyonları ve kumarla mücadelede en önemli yöntemin ceza olduğunu savundu. Açar “Aslında Millî Piyango İdaremizin tabii olduğu 320 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 52’nci maddesinde çok ciddi cezalar var; 100 bin liradan 10 milyon TL’ye kadar para cezası, 2 aydan 2 yıla kadar da hapis… Ancak ‘Bu kanun hükmünde kararname kanunlaştığı tarihte yürürlüğe girer’ denildiği için bizim bunu yargı nezdinde uygulama imkânımız olmuyor. Yani ne kadar şikâyetçi de olsak yargıdan takipsizlik geliyor. Bu ders, idare hukuku alanındaki maddi bilgilerin yargılama alanında yani uygulamadaki görünümünü inceleyen bir derstir. Ders kapsamında idari yargının ülkemizdeki tarihsel gelişimi Danıştay’ın tarihçesi, şu an ki yapısı ve idari yargı alanında ki diğer alt derece mahkemelerin görev ve yetkileri anlatılacak ve alana ilişkin Anayasal ilkeler bağlamında idari yargının diğer yargı kolları içindeki yeri ele alınacaktır.
Eğer failin amiri bu belirlemede hata yaparsa, disiplin amiri tarafından hatayla verilen ve çektirilen cezalar, AsCK’nun 180. Maddesine göre askeri mahkeme tarafından hükmedilecek cezadan indirilir[55]. AsCK’nun bu maddesinde ceza hukuku genel ilkelerinden farklı bir düzenleme bulunmaktadır. Çünkü TCK’na göre fail işleyeceği suçtan vazgeçerse kendisine ceza verilmemektedir. Bu düzenlemede ise suç hiç yapılmamış olsa dahi muharrik cezalandırılmaktadır. Bu şekilde ceza genel hükümlerinden ayrılmanın nedeni, askerlik hizmetinin özelliği ve askeri disiplinin korunması ihtiyacından kaynaklanmaktadır[52].
Üyelerden dördü askeri hakim sınıfından ikisi de kurmay subaydır. Dairelerde çoğunluk askeri hakim sınıfından olmak üzere görüşme sayısı beştir. Disiplin mahkemelerinden verilen kararlara karşı üç günlük itiraz süresi vardır ve bu süre tefhim veya tebliğden itibaren başlar. Eğer son gün resmi tatile rastlarsa süre tatili takip eden ilk günün mesai saati sonunda biter. Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı teşkilatında kurulan disiplin mahkemelerinin verdiği kararlara karşı itiraz yine aynı yer mahkemelerince fakat daha yüksek rütbedeki heyetçe incelenecektir. AİHM’nin genişletici nitelik taşıyan özerk yorumu neticesinde disiplin cezaları, konu ve ağırlıklarına göre Sözleşme’de düzenlenen bazı haklar kapsamında kabul edilebilmektedir[644]. Örneğin bir memurun bir gazetede yaptığı basın açıklaması nedeniyle verilen bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla ilgili başvuruyu Sözleşme’nin 10. Maddesi kapsamında esastan incelemeye almış olması gibi[645].
Maddelerinde; Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasa ile kurulu düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, Milli savunmaya karşı suçlar ile Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile bu suçların cezaları tanımlanmıştır. Millete ve Devlete karşı suçlar başlıklı Dördüncü Kısımın altında Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alan bu suçların tatbiki, 17/25 Aralık 2013 ve özellikle de 15 Temmuz 2016 darbeye teşebbüs suçlarında sıkça gündeme gelmiş olup, bu suçlarla ilgili birçok yargılama yapılmış ve yapılmaktadır. Şimdiye kadar bu maddelere ilişkin eleştiri ve önerilerimizi ortaya koymuştuk. Bilinçli taksir ile muhtemel kast arasında farkı ortaya koyacak ve karışıklığı önleyecek, ceza sorumluluğuna ve adalete uygun kriterler ortaya koymak oldukça önemlidir. Bu açıdan yapılan nazari tartışmaların dikkate alınması gerekir. Esas itibariyle; kasttan doğan sübjektif sorumluluk konusunda “kastın muhtemeli olamayacağı” gerekçesiyle, doğrudan veya gayrimuayyen/belirli olmayan kast nazariyesini kabul etsek de, bugün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 21. Fıkrasında da bilinçli/şuurlu taksire yer verildiğinden, teorik ve pratik açıdan bilinçli taksir ve olası kast tartışmasını yapmak zorunluluğu doğmuştur. Bunun dışında bizce; bir çarşıya, pazara, bankanın içine veya önüne veya sokağa bomba koyularak veya yerleştirilerek, belirli bir kişinin ölmesi veya yaralanması veya belirli olmayan sayıda insanın hayatını kaybetmesi veya yaralanması düşünülüp istenildiğinde, burada olası kasttan değil, “gayrimuayyen kast” adı altında gerçekleşen netice kadar TCK m.21/1’in tatbiki gündeme gelecektir.
- Maddesinde[231] ise Harp Okulu öğrencilerinin disiplin ve diğer nedenlerle hangi durumlarda okuldan çıkarılacakları düzenlenmiştir.
- Nisan 1983 tarihinde sözleşmeye Ek 6 numaralı protokol ile ölüm cezasının kaldırılmasını kabul etmişler[498].
- Askeri adalet müfettişince yapılacak bu işlemlerde Devlet organları ve kurumları ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, yönetilen sorulara hemen karşılık vermek ve istekleri derhal yerine getirmek zorundadırlar.
Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahallî idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir. Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.
Askeri hakim sınıfından olan üyeler, bu sınıftan olan başkan ve üyeler tamsayısının salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterilecek üç aday arasından, hakim sınıfından olmayan üyeleri ise Genelkurmay Başkanlığınca her boş yer için gösterilecek üç aday arasından Cumhurbaşkanınca seçilir(m.8). Ayrımcılık yasağına konu olabilecek bir başka durum ise ordudaki eşcinsellerin durumudur. AİHM ordudaki yaşamının eşcinsel olduğu açıkça anlaşılmayan, disiplin üzerinde olumsuz bir etki yaratmayan, eşcinsel olduğu ancak bir soruşturma sonucu ortaya çıkan ilgilinin, sırf cinsel tercihi dikkate alınarak ordudan atılmasını özel hayata müdahale olarak kabul etmiştir[651]. Maddesinde; “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayırımcılık yapılmadan sağlanır” denilmektedir. Sonuç olarak askerlerin ifade özgürlüğünün sivil kişilere göre daha fazla sınırlanabileceği, bu sınırlamaları ihlal edenlerin disiplin yaptırımı da dahil olmak üzere çeşitli yaptırımlarla cezalandırılabileceği, ancak bu sınırlamaların gereklilik, oranlılık ve ölçülülük ilkelerini ihlal ettiği takdirde sözleşmenin 10. Maddesinin de ihlal edileceği, bu nedenle askeri hizmetin gerekleri ile ifade özgürlüğü dengesinin iyi ayarlanması gerekmektedir. Temel hâk ve hürriyetler kullanılırken, kamusal, iktisâdi, teknolojik şartlar gibi unsurlar hakkın kullanım şeklinde doğal olarak belirleyici rol oynar. Bu şartların varlığı ve hakkın kullanımına yön vermesi, hakkın kısıtlandığı anlamına gelmez. Fıkrası bu düşünce doğrultusunda kaleme alınmış bir uyarma ve tespit hükmü içermektedir.
Örneğin, kıyafeti bozuk bir şekilde ve şapkasız olarak bina dışında dolaşan bir maiyetiyle karşılaşan disiplin amirinin herhangi bir soruşturma yapmasını gerektirecek durum yoktur[310]. Disiplin kurullarının oluşumları ve görevleriyle ilgili hususlar anılan Yönetmelikte düzenlenmiştir. Maddesinde, Başbakanlık ile Bakanlıkların ve bunlara bağlı Müsteşarlık, Genel Müdürlük ve Başkanlıkların kurum merkezindeki disiplin ve yüksek disiplin kurullarının kuruluşlarında uyulması gereken esasların neler olduğu tespit edilmiştir. Fıkrasının (a) bendinde, kurulların başkan ve üyelerinin, Başbakanlık ve Bakanlıklarda Müsteşarlar, bunlara bağlı kurumlarda kurumların başında bulunan müsteşar, genel müdür ve başkanların teklifi ve ilgili bakanın onayı ile görevlendirilecekleri; (b) bendinde de, kurulların bir başkan ve 4 üye olmak üzere 5 kişiden oluşacağı öngörülmüştür[302]. Maddelerinde disiplin suçlarından dolayı Yüksek Disiplin Kurulunun, “uyarma”, “kınama” ve “görevden çekilmeye davet” disiplin cezaları verebileceği düzenlenmiştir. İlgili yasalarda uyarma ve kınama cezalarının tanımı ve nasıl infaz edileceğine dair bir hüküm bulunmamakta ancak görevden çekilmeye davet cezasının infaz biçimi açıklanmaktadır. Buna göre Görevden çekilmeye davet edilen ilgili, işlemin kesinleşmesinden itibaren izinli sayılır. Bir ay içinde emekliliğini istemediği veya istifa etmediği takdirde görevinden çekilmiş sayılarak hakkında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre gerekli işlem yapılmak üzere durumu Milli Savunma Bakanlığına bildirilir.